tr

Mark Twain

Samuel Langhorne Clemens daha çok takma adı Mark Twain olarak bilinir, Amerikalı mizahçı, satirist, roman yazarı, yazar ve öğretmen.

Tom Sawyer'ın Maceraları adlı ünlü çocuk romanının yazarıdır. Bir diğer ünlü eseri olan Huckleberry Finn'in Maceraları romanı kimi edebiyatçılar tarafından Amerikan edebiyatının ilk büyük eseri olarak değerlendirilir.

Eserlerinde gülmenin güzelliğini, esaretin ne kadar kötü bir şey olduğunu anlatmaya çabalamış ve "iki kulaç derinlik" anlamında bir denizcilik terimi olan Mark Twain imzası ile 30 kitap yayımlamıştı.

Daktilo makinesini ilk satın alanlardan birisi olan Mark Twain, daktilo ile yazan ilk romancı olarak anılır ancak hangi eserinin (Tom Sawyer mi yoksa Missisippi’de Yaşam mı) daktiloda yazılan ilk roman olduğu konusunda görüş ayrılıkları vardır.

Yaşadığı dönemde halk arasında popüler birisiydi. Kariyerinin zirvesinde döneminin en önemli Amerikan ünlüsü olduğu düşünülür.

William Dean Howells, Booker T. Washington, Nikola Tesla, Helen Keller ve Henry Huttleston Rogers gibi birçok ünlü arkadaşı vardı. Arkadaşı William Faulkner Twain'i "İlk gerçek Amerikan yazarıdır ve biz hepimiz onun sadece varisleriyiz" diyerek onurlandırmıştır
életév: 30 november 1835 21 április 1910

Könyvek

Idézetek

Büşra Suidézett10 hónappal ezelőtt
G.A.: Pekâlâ, o hâlde. Örneğin, şu kitaptaki olayı göz önüne al. Adamın biri kasabaya üç mil uzaklıkta yaşıyor. Ayaz, çok kar yağıyor ve gece yarısı. Adam tam at arabasına binecekken, saçları ağarmış ve perişan kılıklı yaşlı bir kadın, sefaletin acıklı bir resmi, cılız elini uzatıyor, kendisini açlıktan ve ölümden kurtarması için yalvarıyor. Adam cebinde sadece bir çeyreklik olduğunu hatırlıyor fakat tereddüt etmiyor; parayı kadına veriyor ve fırtınanın içinden geçerek evine zar zor yürüyerek gidiyor. İşte—asil ve güzel bir davranış; zerafeti hiçbir leke, kusur ya da menfaat tarafından gölgelenmemiş.
Y.A.: Bunu sana düşündüren nedir?
G.A.: Ah, başka nasıl düşünebilirim ki? Bu olaya başka bir açıdan bakma yolunun olduğunu mu hayal ediyorsun?
Büşra Suidézett10 hónappal ezelőtt
Y.A.: Kendini o adamın yerine koyar ve bana onun ne hissettiğini ve ne düşündüğünü söyler misin?
G.A.: Kolaylıkla. O acı çeken yaşlı yüzün görüntüsü, adamın cömert yüreğine keskin bir acı ile işledi. Bu kadarına katlanamazdı. Fırtınada yürüyeceği üç millik mesafeye dayanabilirdi, fakat o zavallı yaşlı yaratığa sırtını dönüp onu ölüme terk edecek olsa çekmiş olacağı vicdan azabına dayanamazdı. Onu düşünmekten gözüne uyku girmezdi.
Y.A.: Evine doğru yol alırken ruh hâli nasıldı?
G.A.: Yalnızca özveride bulunan kişilerin bildiği bir sevinç hâliydi. Yüreği şakıyordu, fırtınanın farkında değildi.
Y.A.: İyi hissediyor muydu?
G.A.: Bundan şüphe edilemez.
Y.A.: Pekâlâ. Hadi, şimdi ayrıntıları ekleyelim ve adamın yirmi beş sent karşılığında ne kazandığını görelim. Bu yatırımı yapmasının gerçek sebebini bulmaya çalışalım. İlk olarak, adam ızdırap çeken yaşlı yüzün ona verdiği acıya katlanamadı. Yani kendi acısını düşünüyordu—bu iyi adam. Bu acıya bir merhem satın almak zorundaydı. Eğer yaşlı kadının yardımına koşmasaydı, adamın vicdanı ona yol boyunca azap çektirecekti. Yine kendi acısını düşünüyordu. Vicdanı için rahatlık satın almak zorundaydı. Eğer yaşlı kadını rahatlatmasaydı, adamın gözüne uyku girmeyecekti. Biraz uyku satın almak zorundaydı—görüyorsun ya, yine kendisini düşünüyordu. Dolayısıyla, toparlayacak olursak, adam kendisine yüreğindeki kes
Büşra Suidézett10 hónappal ezelőtt
Y.A.: Evet. Yasa şudur, aklından çıkarma. İnsanın, beşikten mezara kadar hiçbir zaman, yaptığı tek bir şey yoktur ki, İLK VE EN ÖNDE GELEN gelen hedefi şu olmasın —iç huzurunu, iç rahatlığını KENDİSİ için güvence altına almak.
fb2epub
Húzza és ejtse ide a fájljait (egyszerre maximum 5-öt)