tr
Bulgakov Miĥail

Genç Bir Doktorun Anıları

Értesítsen, ha a könyv hozzá lesz adva
Ennek a könyvnek az olvasásához töltsön fel EPUB vagy FB2 formátumú fájlt a Bookmate-re. Hogyan tölthetek fel egy könyvet?
  • Xaliq Əhmədovidézett2 évvel ezelőtt
    Benim durumumda olunca insanlara karşı yeterince kibirli olamıyorsunuz.
  • Xaliq Əhmədovidézett2 évvel ezelőtt
    bilgim, Almanca ve Rusça ders kitaplarında ayrıntılara hiç girilmemesinden kaynaklanan karanlık boşlukları doldurmuştu
  • Xaliq Əhmədovidézett2 évvel ezelőtt
    Demek ki öğrenmeye boyun eğmek gerekiyormuş.
  • Xaliq Əhmədovidézett2 évvel ezelőtt
    “Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir,” diye düşünüyordum uykuya dalarken, “fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek...”
  • Xaliq Əhmədovidézett2 évvel ezelőtt
    Aslında çok olmadı okuyalı. Üstelik her kelimeyi özümseyerek, tüm parçaların bütün ile ilişkisini, tüm yöntemleri zihnimde canlandırarak satırların altlarını da çiziyordum. Okurken bütün okuduklarım aklıma kazınıyor gibi geliyordu.
  • Xaliq Əhmədovidézett2 évvel ezelőtt
    Kırk sekiz gün önce dereceyle bitirdim üniversiteyi ama derece başka bir şey, fıtık başka...
  • Xaliq Əhmədovidézett2 évvel ezelőtt
    sekiz gün önce dereceyle bitirdim üniversiteyi ama derece başka bir şey, fıtık başka...
  • Sinar evrenidézett6 évvel ezelőtt
    Gözlerimde Mısır karanlığı var sanki. Ah, oh...” diye karşılık verdi zayıf sesiyle değirmenci.
    “Benim de öyle!” diye cevapladım öfkeyle.
    “Ha?” dedi değirmenci (hâlâ pek iyi duymuyordu).
    “Bana tek bir şeyi açıkla ihtiyar. Neden yaptın bunu?” diye daha yüksek bir sesle kulağına bağırdım.
    Neşesiz ve isteksiz bir halde mırıldandı:
    “Düşündüm de birer birer alıp da niye vaktinizi harcayayım? Bir kerede alayım da bitsin dedim.”
    “Aman ne güzel!” diye bağırdım.
    “Alın size fıkra!” dedi sağlık memuru alayla.
  • Sinar evrenidézett6 évvel ezelőtt
    Ne!? Ölüyor muymuş? Nasıl ölür?”
    Çıplak ayaklarım ayakkabılarımı bulamayarak hemen soğuk zemine değdi. Mavi alev parlayana dek bir sürü kibrit kırdım çakmaya çalışırken vura vura. Saat tam olarak altıyı vuruyordu.
    “Ne oluyor? Ne oluyor? Yoksa sıtma değil miymiş? Nesi var böyle? Nabzı çok iyi durumdaydı...”
    Beş dakika geçmeden tersyüz çoraplarla, önü düğmelenmemiş ceketle, saç baş karışık halde, keçe çizmelerimle seke seke bahçeyi geçtim. Ortalık kapkaranlıktı. İkinci koğuşa girdim koşarak.
    Dağınık yatakta, buruş buruş çarşafın yanında, beyaz hasta önlüğüyle oturuyordu değirmenci. Küçük bir gaz lambasının ışığı vuruyordu üzerine. Kızıl sakalı karman çorman olmuştu, gözleriyse kocaman ve siyah göründüler bana. Sarhoş gibi hafifçe sallanıyordu. Dehşetle bakıyor, güçlükle nefes alıyordu.
    Hastabakıcı Marya ağzı açık bir halde kıpkırmızı kesilen yüzüne baktı değirmencinin.
    Pelageya İvanovna önlüğünü yarı giymiş, saçları açık bir halde beni karşılamaya çıktı.
    “Doktor!” dedi çatallanan sesiyle. “Yemin ederim benim bir suçum yok. Kim tahmin edebilirdi ki? Hem siz de özellikle ‘kültürlü’ yazmıştınız.”
    “Ne oldu?”
    Pelageya İvanovna ellerini kavuşturdu ve “Düşünsenize doktor! On doz kininin hepsini bir kerede almış gece yarısı!”
    ***
    Bulanık bir kış şafağı söküyordu. Demyan Lukiç mide yıkama tulumbasını toparladı. Kâfur kokusu vardı. Yerde içi pas rengi sıvıyla dolu bir kap duruyordu. Değirmenci bitkin, benzi atmış, çenesine kadar beyaz çarşaf çekili bir halde yatıyordu. Adamın kızıl sakalları dimdik olmuştu. Eğilip nabzına baktım ve hayati tehlikeyi atlattığından emin oldum.
    “Ee nasılsın?” diye sordum.
  • Sinar evrenidézett6 évvel ezelőtt
    İnsanın ateş dışında bir de çevresine alışmaya ihtiyacı vardır.
fb2epub
Húzza és ejtse ide a fájljait (egyszerre maximum 5-öt)