tr
Alaaddin Başar

Yollar ve Yolcular

Értesítsen, ha a könyv hozzá lesz adva
Ennek a könyvnek az olvasásához töltsön fel EPUB vagy FB2 formátumú fájlt a Bookmate-re. Hogyan tölthetek fel egy könyvet?
Bu Kitapta Yer Alan Yazıların, Risale-i Nur'un daha iyi anlaşılabilmesi ve daha verimli okunabilmesi yönünde önemli hizmetler görmüş olan “Nur'dan Kelimeler” ve «Nur'dan Cümleler” adı çalışmaların dil, üslup ve anlatım biçimi açısından farklı bir kulvarda devamı niteliğinde olduğu söylenebilir.

'Beden ve kainat'tan, 'Akıl ve gerçek'e, 'Gıdasız kalpler'den, 'Hakikat meyvesi'ne, 'Bilinmeyen ordular'dan, 'Tanrılara tapanlar'a herbir deneme, okuyucu için anlaşılması kolay, ama sahti olmaktan uzar tahlilleriyle, gerek şahsi dünyalarımızda, gerek sosyal hayatta karşı karşıya kaldığımız birçok soru'nun ve sorun'un etrafında gelişiyor, çözümler öneriyor ve hadiselere bakışımızı zenginleştiriyor.
Ez a könyv jelenleg nem érhető el
110 nyomtatott oldalak
Kiadás éve
2003
Már olvasta? Mit gondol róla?
👍👎

Idézetek

  • Yüksel Özidézett3 évvel ezelőtt
    Âsilerin eline geçen devlet silâhlarına herhalde düşmanlık etmeyiz. Nasıl etsek de bu silâhları onların elinden kurtarsak diye düşünür, çareler ararız.
    Mahlûk olarak her insan güzel... Hepsinin organları mükemmel...Ama gel gör ki, bu organların bir kısmı, onları yaratanın rızasına aykırı şekilde kullanılıyor. Bu silâhları o âsilerden kurtarmanın iki yolu var:
    Birisi Azrail’in (a.s.) vazifesi: Ruhu kabz etmek... Bu takdirde, silâhlar toprağa gömülüyorlar.
    Diğeri Peygamber vazifesi: O ruhu ıslah ve o kalbi fethetmek. O zaman beden İslâm’a hâdim oluyor, organlar Allah namına çalışıyorlar.
    Her nedense, nefsimiz Azrail’den yana; Ona hevesleniyor.
    Onun vazifesi daha mı kolay dersiniz?..
  • Yüksel Özidézett3 évvel ezelőtt
    Şu var ki, anlamak başka, inanmak daha başkadır. İnanmak bir kalp meselesidir.
    Akıl, sonsuzu kavrayamaz ama, kalp sonsuza inanabilir ve sonsuzu sonsuz derecede sevebilir.
    Kalplerindeki sonsuzluk madenini işletemeyenler, akıllarına esir oldular ve bu esaret onları önce bedenlerine, sonra da maddeye ve tabiata köle yaptı.
    Her inkârın altından, yanmış bir aklın kokusu gelir. Aklın da yasak bölgeleri vardır; oralara girdi mi kavrulur. Nefis ise insanı bu tehlikeli sahalara iter durur.
    İnsan gözü, mikroplar âlemini de göremez, çok uzak yıldızları da... Aynı şekilde, insan aklının da ulaşamayacağı kadar yüksek ve derinliğine inemeyeceği kadar ince hakikatler vardır. Bunlar aklın sınırlarını aşarlar. Akıl, bu hakikatlerin ancak var olduklarını bilir; nasıl ve nice olduklarını anlamaya kalkıştı mı yanılmayı peşinen kabul etmiş demektir. Böyle bir akıl, anlama âleti olmaktan çıkar, itiraz makinesi olur.
    Adam, hayretle soruyor: “Nasıl oluyor da bu uçsuz bucaksız âlem, gayet kolaylıkla idare ediliyor? Kısa yoldan cevap veriyorsunuz: Sonsuz bir kudretle yaratıldığı ve mutlak bir iradenin hükmü altında olduğu için. Sonsuza göre, az çok farkı mı olur!?..
  • Yüksel Özidézett3 évvel ezelőtt
    Bir yandan da, sanki ümitsizlik içinde birbirleriyle şöyle söyleşiyorlar:
    “O, en mükemmel eser, en üstün mahiyet, en harika mektup. Ne var ki kendinden habersiz. Bu haliyle bizi ner
fb2epub
Húzza és ejtse ide a fájljait (egyszerre maximum 5-öt)