tr
Emilie Kip Baker

Antik Yunan ve Roma Hikayeleri

Értesítsen, ha a könyv hozzá lesz adva
Ennek a könyvnek az olvasásához töltsön fel EPUB vagy FB2 formátumú fájlt a Bookmate-re. Hogyan tölthetek fel egy könyvet?
“İnsanoğlunun dünyadaki ilk günlerinde, her şeyin güzel ve yeni olduğu zamanlarda hiçbir yerde ne hastalık, ne acı, ne de keder vardı. İnsanlar uzun ve erdemli yaşamlar sürerlerdi; her yerde dünyada benzeri görülmemiş bir mutluluk hüküm sürüyordu.”

Bu kitap Emilie Kip Baker’in titiz çalışmaları sonucu hazırladığı, Antik Yunan ve Roma dönemlerine ait pek çoğu iyi bilinen ama bir kısmı da az bilinen fakat sürekli atıfta bulunulan öykülerden oluşan bir derleme kitabıdır.

Baker, Pandora’dan Afrodit’e; Apollon’dan Hades’e; Zeus’tan Herkül’e, Tanrılarla insanların bir arada yaşadığı dönemi anlamak için oldukça iyi ve yetkin bir kaynak sunuyor okuruna. Bu öykülerin büyük bir kısmı modern edebiyatı da modern kültürü de etkilemiştir. Bu nedenle de okunmayı hak etmektedirler.
Ez a könyv jelenleg nem érhető el
309 nyomtatott oldalak
Kiadás éve
2015
Fordító
Onur Aydın
Már olvasta? Mit gondol róla?
👍👎

Idézetek

  • b7529170910idézett3 évvel ezelőtt
    üyük ile Küçük Ayı takımyıldızı olarak gökyüzüne yerleştirdi.
  • b7529170910idézett3 évvel ezelőtt
    Cansız bedenini kolları arasına alan Afrodit, sevdiği için ağladı ve yas tuttu; gözyaşlarının ıslattığı toprak acıyarak her bir damlayı kır lalesine (anemon çiçeği) dönüştürdü. Nazik toprak, genç avcının yaralanmış vücudunun acı görüntüsünü örtmek için yine merhamet ederek Adonis’in böğründen akan her bir damla kanı kırmızı güle çevirdi. Tanrıça yine de teselli olmadı, tek başına oturdu ve kaybettiği aşkının yasını tuttu
  • b7529170910idézett3 évvel ezelőtt
    Ares onu bir horoza dö-nüştürdü ve her sabah erkenden uyanıp güneşin gelişini haber vermek için ötmesini emretti.
    B.
    Afrodit’in sonraki gözdesi, yakışıklı ve genç avcı Adonis oldu. Adonis avının peşinden korkusuzca koştururdu, öyle ki tanrıça onun emniyeti için kaygılanırdı. Avcılığı bırakması ve tüm günü yanında geçirmesi için ısrar etti. Adonis, Afrodit’le geçirdiği zamanı çok sevse de, ormanlarda gezinmek de onun için vazgeçilmez bir tutkuydu. Hiçbir ısrar onu avcılıktan vazgeçiremezdi. Bir gün Adonis bir yaban domuzunun peşindeydi; hayvanın yaralı olduğunu sanarak cesurca yanına yaklaştı, fakat domuz aniden üzerine geldi ve uzun sivri dişlerini genç avcının böğrüne sapladı. Adonis ormanda can çekişirken, Afrodit o günkü avın trajik sonunu haber aldı ve onu kurtarmak için yanına koşturdu. Yumuşak tenini yırtan ve kanını çiçekler üzerine saçan dikenli çalılara ve canının yanmasına aldırış etmeden olabildiğince hızla ilerliyordu. Adonis’in yanına vardığında artık yapabileceği bir şey kalmamıştı

Könyvespolcokon

fb2epub
Húzza és ejtse ide a fájljait (egyszerre maximum 5-öt)