Şimdi tüm dertlerini geride bırak. Hepsini koy bir kenara. Yaslan arkana. Çünkü bu kitap seni İstanbul'da seyre çıkaracak. İstanbul, güneşli bir bahar günü… İstanbul, vapurda üşüyerek dışarıda oturmak… İstanbul, kalabalıktan bunaldığında Boğaz'ı görüp unutmak… İstanbul, kendini kaybedip sonra yeniden bulmak… İstanbul, hep gitmek istemek… İstanbul, terk edememek… İstanbul, bir sabah “Neyse ne!” rahatlığı… İstanbul, yağmurda taksi bulamama çılgınlığı… İstanbul, sürekli bir yerlere yetişme telâşı… İstanbul "Çantana dikkat et!” korkusu… İstanbul, balık ve deniz kokusu… İstanbul, kuşların evi… İstanbul, her gün hafta sonu… İstanbul, hiç bitmeyen bir hayret… İstanbul, tuhaf şeyler diyarı… İstanbul, ah güzel İstanbul… Seda Şener; karlı bir Aralık ayının son gününde İstanbul'da doğdu. Sanki peşinden kovalayan varmış gibi okulları erkenden bitirip yirmi yaşında öğretmen oldu fakat öğretmenler odasına bir türlü alışamadı. Evrakları, belgeleri sahiplerine iade edip okula veda etti. Buzlu bir zemin üzerinde hiç sendelemeden yürümeye çabalıyor şimdi. «Ya düşersem” diye kaleme tutunuyor.